DARGIN DURMANIN GÜNAHI
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Birbirinizle ilginizi kesmeyin, birbirinize (küserek) sırtınızı dönmeyin,
birbirinize düşmanlık etmeyin
ve birbirinize hasetlik etmeyin.
Ey Allah‘ın kulları! Kardeş olunuz. Bir müslümanın din kardeşi ile üç günden fazla dargın durması helâl olmaz. (Buhârî – Müslim – Ebû Dâvûd – Tirmizî)
Müslümanlar, bir bedenin hücreleri gibidir. Hücreler arasındaki düzensizlik, organlar arasındaki uyumsuzluk ve sistemler arasındaki kopukluk, bedensel dengenin bozulmasına ve sonuçta insanın ölümüne neden olduğu
gibi, Müslümanlar arasındaki düzensizlik, gruplar arasındaki kopukluk ve İslâm ülkeleri arasındaki uyumsuzluk da müslümanlar arası dengenin bozulmasına
ve sonuçta İslâm birliğinin parçalanıp müslümanların mânevî
ölümüne neden olur. Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir müslümanın din kardeşini üç günden fazla terk etmesi (dargın
durması) helâl değildir. İki (dargın)
müslüman karşılaştıklarında (genelde)
biri bir yana, diğeri öbür yana döner. Halbuki onların en hayırlısı,
önce selâm vereni (barışanı) dır. (Buhârî – Müslim – Tirmizî)
Müslümanlar arasında yanlış anlamalardan ve duygusallıktan kaynaklanan
küsmeler ve kırgınlıklar
olabilir. Eğer bunlar üç günden fazla devam
eder ve müslümanlar arasında kopmalara neden olursa,
işte bu sakıncalıdır
ve günahtır. Çünkü sürekli fırsat kollayan şeytan derhal araya girer, ortamı gerer ve en önemsiz kırgınlıkları bile kine ve düşmanlığa dönüştürebilir. Sağduyulu davranıp şeytanın dürtülerine aldanmayanlar, kısa zamanda
duygusallıktan kurtulup içleri rahatlar ve eski ortama dönebilirler ancak, Olayları büyütüp şeytanın dürtülerine aldananlar ise en önemsiz kırgınlıkları
bile kin ve düşmanlığa dönüştürüp ortamı gerer ve dargın olduğu
kimselerle karşılaştıkları zaman, yüzlerini sağa sola çevirip birbirlerini görmek istemezler.
Eğer dargınlardan biri nefsini ve şeytanı aşıp barışma amacıyla selâm verirse işte o, Allah katında
insanların en hayırlısıdır. Ya karşıki taraf selâmı almazsa!
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir mü’minin, mü’min kardeşinden üç günden fazla kopması (dargın durması) helâl değildir. (Aradan) üç gün geçmişse, onunla mutlaka karşılaşsın ve selâm versin. Eğer selâmını alırsa, ikisi de sevaba ortak olur. Eğer selâmını almazsa, almayan günaha girer ve selâm veren dargın durma günahından kurtulur. (Ebû Dâvûd)
Karşı taraf duygusal davranıp selâmı almazsa, melekler selâmı alır,
selâmı veren dargın durma günahından kurtulur, ayrıca nefsini ve şeytanı aştığı için çok büyük ecir (sevab) alır.
İslâm birliğine ve müslümanlar arası dayanışma ruhuna zarar verdiği için Yüce Allah mü’minlerin
(inananların) birbirileri ile dargın durmalarını
yasaklamıştır. Bu nedenle inanç ve yaşantıları İslâm’a ters düşenlerle dargın durmanın hiçbir sakıncası yoktur. Hatta gençlerin ve çocukların, onların sapık inanç sistemlerinden ve yaşantılarından etkilenmemesi için tebliğ
görevinin dışında onlardan uzak durmaları
daha hayırlıdır. Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Pazartesi ve perşembe günleri gök kapıları açılır. Din kardeşi ile
aralarında düşmanlık bulunanlarla,Allah’a ortak koşanların dışında,
(tevbe eden) her kulun günahı bağışlanır. (Meleklere) denir ki:
Siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar erteleyin, siz şu iki
kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar erteleyin. (Müslim – Ebû Dâvûd)
Her pazartesi ve perşembe günleri gök kapıları açılır ve Allah’a şirk koşanların dışında tevbe eden her kulun günahı bağışlanır. Din kardeşi ile aralarında dargınlık olanlara gelince, Yüce Allah meleklere: ‘Siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya kadar erteleyin, siz şu iki kişiyi birbiriyle barışıncaya
kadar erteleyin” buyurur. Hiçbir anne ve baba çocuklarının birbiriyle çekişmesini ve küsüp dargın
durmalarını istemediği gibi, kuşkusuz Yüce Rabbimiz de kullarının birbiriyle çekişmesini ve küsüp dargın durmalarını istemez
ve bu nedenle onların bağışlanmasını barışıncaya kadar erteler.
Ya barışmadan ölürlerse! Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
Bir müslümanın din kardeşi ile üç günden fazla dargın durması
helâl olmaz. Kim bir müslüman kardeşi ile üç günden fazla dargın durur ve o halde ölürse, cehenneme girer. (Ebû Dâvûd)
Dargın durmak haram olduğu için inatla dargın durmada yani haram işlemede direnenlerin günahı, sevab-günah dengesini bozabilir ve günahları kadar yanmak üzere cehenneme atılabilirler.