İSLAM

İslam, itaat ve teslimiyet demektir. Muhammed (Sallallahu Aleyhi vesellem) in
Allah’ın emriy le insanlara bildirdiği dine İslam dini denir. Bu dinin
mensubunada Müslüman denir
İslam dininin beş şartı vardır
Kelime-i şehadet getirmek
Namaz kılmak
Oruç tutmak
Zekat vermek
Hacca gitmek
Diniyle mükellef olan insanın öncelikle akıllı olması, müslüman olması ve baliğ
olması gerekir.
İslam tek tanrılı (monoteistik) bir din. Musevilik ve Hristiyanlık gibi İslam da İbrahimi Dinler başlığı altında geçer[1].
İslam sözcüğü S-L-M kökünden türemiştir ki kökün anlamı “barış”tır. Bununla birlikte kökün aktif ortaç formu eslemedir ve “teslimiyet” anlamına gelir. Sonuçta İslam “teslimiyet” anlmına gelirken Müslüman da teslim olmuş anlamına gelir; burada teslim olunan tek tanrı olduğu kabul edilen Allah’tır[2]
İslam dinine göre insan ve AlemAllah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın mahiyeti konusunda farklı mezhepler farklı görüşler belirtse de yaratılışın kendisi Ku’ran’da geçer. Bu noktadan sonra insanın (ki ilk insanın diğer İbrahimi Dinlerdeki gibi Adem olduğuna inanılır) doğru bir dine inandığı fakat şeytanın ve kendi nefsinin hataları sonucu zaman zaman bu dinden saptığına inanılır. Buna göre en başından beri insanların inandığı din İslam’dır diğer dinler bu dinin dejenere olmuş formlarıdır bu dinden sapmalardır ve buradan hareketle İslam’a göre Muhammed’in getirdiği yeni bir din değildir; o daha önceki peygamberlerin mesajını aynı dini tekrar açıklamıştır[3][4]. Burada Musevilik ve Hristiyanlğın özel bir konumu vardır. Bu dinlerin kendilerine indirilen bir ilâhî kitap ve gönderilen peygamberden yüz çevirdiklerine ilâhî metinleri yıprattıklarına inanılır. Bununla birlikte ehl-i kitab olarak anılan Museviler ve Hristiyanlar ile ilişkiler diğer dinlere (örneğin politeistik inançlara) göre büyük farklılık arz eder.
İslam’a göre kişinin Allah’ın varlığına ve birliğine (tek oluşuna) meleklerin varlığına ilâhî metinlerin kitapların gönderildiğine peygamberler gönderildiğine (ve bu peygamberlere) ahiret gününe hayır ve şerrin Allah’dan geldiğine kaza ve kadere inanması gerekir. Bu kavramlar farklı itikâdî mezheplerce farklı tanımlanmıştır.