Bebek Egitimi Ve Gelişimi

yorum yok
316 kez görüntülendi okuma
3 Kasım, 2016

İnsanlarda büyüme ve gelişme, basit becerilerden kompleks becerilere, olgun olmayan davranışlardan olgun davranışlara doğru giden yoldur. Birbirlerinden kesin olarak ayrılamazlar ve birbirleriyle sürekli etkileşim içindedirler.

Diğer canlılara göre insanlarda çocukluk dönemi oldukça uzundur Ve bu dönemde olan fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişmeler insan yavrularını diğer canlıların yavrularından ayırır.   Bazı kuramlarda olgunlaşmanın doğumdan önce olduğu gibi doğumdan sonrada gelişmeyi yönlendirdiği ve doğuştan gelen biyolojik özelliklerin bebeğin olgunlaşmasında ve gelişiminde önemli rol oynadığı belirtilir. Bebeklik dönemi de tüm bu gelişmelerin bir kısmını kapsar.   Doğumdan sonraki 28 gün bebek dış ortama uyum

sağlayabilmek için çaba harcar ve bu dönem bebekler için çok önemli bir dönemdir. Malesef ülkemizdeki bebek ölümlerinin %40 gibi ciddi bir kısmı bu dönemde olur. Dolayısıyla bu dönemde bebeğe yardım etmek gerekir. Bu dönemde bebeğe dış ortama uyum sağlamak için en büyük desteği etrafındaki doktor ve hemşirelerin bilgi,becerileri ve tabiki annelerdir.

0-1 yaşları arasında bebekte fiziksel,motor ve sosyal gelişmeler hızlı bir şekilde olur .Bu dönemde bebek ona bakan kişiyle tamamen güvene dayalı bir ilişki kurar.Bu ilişkinin sağlamlığı ve sağlığı bebeğin sonraki hayatındaki ilişkilerindede temel bir bakış açısı oluşturur.

1-3 yaş arasında bebeğin konuşma,yürüme ve motor fonksiyonları gelişir dolayısıyla bebek için hareketli bir dönem başlar. Bu dönemde bebekler çok meraklıdır. Çevresinde gördüğü herşeyin büyüklüğü, rengi, ne işe yaradığı gibi noktalar dikkatini çeker. Bu dönemde bebeklerde dokunma, inceleme ve çevresindekileri keşfetme çok önemlidir.

Bebekliğin ilk 6 ayında haftada yaklaşık 200 g. alır ve bu da 3 ayda yaklaşık 2400 gram yapar. Fakat 3 aydan sonra kilo alması biraz azalır ve haftada 100-150 grama düşer.

Bebeklik dönemi nöromotor gelişmeninde bir kısmını kapsar. Nöromotor gelişme vücut hareketini,baş kontrolünü,ellerini parmakalarını kullanabilme yeteneğini, oturma, emekleme ,ayakta durma, yürüme fonksiyonlarını içerir. Nöromotor gelişmede el-göz koordinasyonu önemlidir. Ve tüm bu gelişmelerin sağlıklı ve zamanında olmasında bebeğin zekasının , çevresel faktörlerinin önemi vardır.

Bebekte duyu organları belirli ölçüde doğumdan önce gelişmiştir fakat işlevleri sınırlıdır. Duyu organlarının gelişiminde olgunlaşma,ilgi, bebeğin bulunduğu ortam ve uyaranlar önemlidir.Bebeklik döneminde aşırı uyaranlar ya da haddinden fazla sakin ortam bebeğin gelecektekii hayatı için tehlikeli ve zararlı olabilir.   İnsan zihni bebeklikten yetişkinliğe inanılmaz bir gelişme gösterir.0-1 yaş arasında bebekler reflekslerini kullanmayı, kendini tanımayı incelemeyi, hareketleri arasında koordinasyonu, amaca yönelik davranışları ,ararştırma denemeyi ve sorunları çözme gibi zihinsel gelişmeleri kademeli olarak sırayla öğrenir ve uygular.

Bebeğin psikososyal hayatının ve karakterinin gelişmesi de önemlidir.Bebek doğduğunda emme yutma gibi hareketleri refleks olarak yapar fakat buna rağmen yaşamını kendi başına yürütecek yeteneği yoktur. Beslenme,giyinme, korunma için başkasına ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaçlarını karşılayan kişiye yaşamını sürdürebilmek için bağlanır.   Bebekler dünyayı yetişkinler gibi algılamaz.Etrafındaki şekilleri görebilir ve sesleri duyabilir ama bunlar onun için bi anlam ifade etmez. Onun ilgilendiği şey her nekadar ifade edemessede ihtiyaçlarının mümkün olduğu kadar kısa sürede karşılanmasıdır.   Bebeğe bakan kişi tüm bu gereksinimlerini karşıladığı için ona güven duyar fakat bunların dışında psikolojik olarak da güvenmeye ihtiyaç duyar. Eğer anne meşgul ve az ilgili bir anneyse bebek anneye ve tüm çevresine karşı güvensiz olur ve ileriki hayatında da güvensizlik problemi yaşaması muhtemeldir.

Bebeklerin kendini anlatmak için çıkardığı anlamsız seslere ve yüz ifadelerine zamanında cevaplar verme bebekte normal gelişime, cevapsız kalan durumlar ise psiksosyal gelişmede gecikmeye neden olur.   İlk zamanlarda anneyle kendini bir bütün olarak algılayan bebek sonraki zamanlarda ayrımı yapmaya başlar. Yani bebek için sosyal hayatın başlangıcı annedir; bebek anneye bağlılık duyar, ona bağlanır ancak zaman içerisinde çevreyi merak etmesiyle beraber çevresini araştırmak için annesinden kopar. Bebek büyüdükçe diğer insanlarla karşılaşır, onlarla sosyal iletişimler kurmaya başlar ve böylece anneyle başlayan sosyal gelişim gelişerek devam eder.

Ahlaki düşüncelerin gelişimi ise bebeklikten itibaren ailesinin öğretileriyle başlar. Kendini ifade etmeye ve düşünmeye başladığı andan itibaren de çocuğun bakış açısına göre değişiklik gösterir. Çocuğumuzun kendine özgü düşünce sistemini ve ahlak kavramını geliştirebilmesi için basma kalıp bilgileri işlemek yerine bebeklikten itibaren temel ahlaki bilgileri öğretip iyi biri olması için teşfik etmek önemlidir. Bunu özellikle bebeklik dönemini takip eden çocukluk döneminde arkadaşlarıyla ve çevresiyle olan ilişkisinde kullanmasını sağlamalıyız. Fakat geliştirdiği olumlu ve olumsuz davranışları ayırtedebilmesi için ödüllendirmeliyiz.

Bebeğimiz fiziksel, motor, bedensel, psikososyal gelişiminin bir kısmını oluşturmuş olarak doğar ve bebeklik döneminde doğası gereği gelişimini sürdürür. Fakat bu gelişimin her aşamasında ona yardım edecek birine ihtiyaç duyar. Bebeğimizin gelişim döneminin her aşamasını zamanında ve sağlıklı bir şekilde geçirmesi ileriki yaşamı içinde temel bakış açısını oluşturur, karakterinin şekillenmesinde temel duygu ve düşünce sistemini geliştirir. Ona karşı her zaman duyarlı, ilgili ve abartısız olmamız önemlidir.


Bir önceki yazımda « makalem var.
ViRaNe

Doğru, Güzel ve Adil olan her şeyi sever, efendiliğe bayılır. Yalandan dolandan ikiyüzlülükten nefret eder.

ETİKETLER :

Yorumlar



Bir Yorum Yazmak İstermisiniz ?