Kur’an’ı Kerim’i Niçin Okumalıyız
Kur’an’ı Kerim’i Niçin Okumalıyız?
Allahu Teâlâ’yı seviyorsak; Onun dostlarına hitabı ve selâmı olan Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
Sevgilisinden gelen bir mektubu açıp okumayan veya birisine okutup içindeki meramı anlamayan,
ondaki kelamdan ve selamdan hiçbir zevk almayan kimsenin sevgisi ne kadar samimidir?
İlk âyeti “Oku!” emriyle başladığı ve okumadan anlaşılmadığı için Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
Kendisini okuyacak dil, hikmetini düşünecek akıl, haberlerinden ibret alacak
kalb ve hükümleriyle amel edecek vücud bize verildiği için Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
Hz. Peygamber’in (s.a.v) : “Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı büsbütün terkettiler.” (Furkan, 30.)
şeklindeki şikâyetinden ve dünyada Kur’an’sız, âhirette imansız kalma felâketinden kurtulmak için Yüce Kur’an’ı okumalıyız
“Sizin en hayırlınız, Kur’an-ı Kerim’İ öğrenen ve öğretendir.” (Buhari, 5027; Ebû Dâvud, 1452.)
hadisindeki şerefe ulaşmak için Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
“Kalbinde Kur’an’dan bir şey bulunmayan kimse harap ev gibidir.” hadisinin tehdidinden kurtulmak,
kalbimizi, evimizi, beldemizi ve iş yerimizi mâmur etmek için Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
“Kur’an’ı güzel okuyan kimse, vahiy getiren şerefli ve itaatkar meleklerle beraberdir.” hadisinin müjdelediği gibi,
meleklerle dost ve arkadaş olmak için Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
Kur’an okumasını yeni öğreniyor ve okumada zorlanıyorsak,
bunun zahmeti gibi rahmetinin de çok olduğunu bilerek Kur’an’ı okumalıyız.
Rasûlullah (a.s) Efendimizin: “Kur’an’ı okumak için gayret eden ve ancak kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye
iki kat sevap vardır.” (Buhari, Tevhid, 52; Müslim, Müsâfirîn, 243.) müjdesinden cesaret alarak,
zorlansak da, darlansak da Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
Bütün hayatını Yüce Kur’an’ı tebliğ ve talimle geçiren Rahmet Peygamberimizin (s.a.v):
“Kur’an’ı okumak ve onu hafızada tutmak için onunla çok meşgul olun.
Vallahi öğrenilen Kur’an’ın unutulması,
bağından hoşlanan bir devenin kaçmasından daha süratlidir.” uyarısını dikkakte alıp,
her gün az da olsa Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
Hiç değilse: “Kim bir gecede on âyet okursa, gafil kimselerden yazılmaz.” (Hâkim, Müstedrek, l, 500.)
hadisiyle amel etmeliyiz. Yoksa alnımıza gafil damgası vurulabilir.
Yüce Mevlâ’mızın murâdını anlamak için Hz. Kur’an’dan ve onu tefsir eden şerefli sünnetten başka bir yolumuz yoktur.
Kur’an’ı yaşamak için yaratılmış bir müslüman olarak Yüce Kur’an’ı okumalıyız.
Hükümlerini âlimlerden öğrensek de, mübarek lafızlarını biz okumalıyız.
Kur’an-ı Hakim’i başka bir dildeki mealinden okumak, faydalıdır, fakat bu meal Kur’an yerine geçmez.
Meal ve tefsir Kur’an’ı anlamak içindir. Meal, dini yeni öğrenen kimseye tavsiye edilmez.
Bu kimsenin önce, bütün ayetleri yeterince açıklayan kısa ve kolay bir tefsir okuması uygundur.
Sadece mealden okunan ve anlaşılan şey ile amel etmek de sakıncalıdır.