Körün Kuran-ı Kerim Okuması
Körün Kuran-ı Kerim Okuması
Yoksul Şeyh’in biri, bir vakitler kör bir pirin evind ebir musaf (Kuran) gördü. Kendi kendisine “Burada Kuran’ın ne işi var bu adam kör dedi” bu düşünceye, düşünce huzuru kaçtı. (Burada bu körden başka kimse de yok nasıl olur?.)
Yoksul Şeyh’in biri, bir vakitler kör bir pirin evind ebir musaf (Kuran) gördü. Kendi kendisine “Burada Kuran’ın ne işi var bu adam kör dedi” bu düşünceye, düşünce huzuru kaçtı. (Burada bu körden başka kimse de yok nasıl olur?.) Onun için sabredip birşey sormayayım bakalım neler oluyor dedi. Sabırla bekledi bir süre sıkıntıya düştü merak ettiğinden, ancak sabrının sonucunda meseleyi anladı. Bildiğimiz gibi sabır aydınlıkların anahtarıdır. gecenin bi yarısında Kur’an sesini duydu uykusundan sıçradı bi baktı ki gözleri görmeyen adam, Kur’an okumaktaydı hemde hatasız okuyordu, sabırsızlanıp kör olan adama sordu? Gözlerin görmüyor nasıl olupta Kur-an okuyabiliyosun, hemde hatasız dedi. Gözleri görmeyen Pir, cevaben ey kardeşim niye şaşırdın ki: Allah (c.c) Hz. leri herşeye muktedir değilmidir neden şaşırıyorsun ki? Dedi. Ben Allah’a Ey yardımcım olan Allah’ım, Ey yardım dileğim Rab bım: Bazı insanoğulları canına nasıl düşkünse ben de Kur’ana öyle aşığım. Ancak hafız değilim ki: Ya Yüce Allah’ım Kur’an okuyacağım zaman gözlerime sonsuz bir nur lütfeyle . Benim gözlerimi aç da Kur’an-ı elime alıp okuyabiliyim diye Rabbime niyazda dua da bulundum . Allah (c.c) Hz. leri tarafından . Ey Kur’an-a düşkün adam: Ey her dertte bize gelen bizden ümidini kesmeyen kişi: ne zaman Kur’an okumak istersen , ne zaman mushaf’ı eline alırsan, Ben de o zaman sana gözlerinin nurunu bağışlayacağım, eyy yaratılışı büyük kişi .. diye nida geldi….
Her şeyi bilen hiç bir işten gafil olmayan O Ulu Padişah.
O tek Allah, gece çerağı gibi gözlerimin nurunu ihsan etmekte.
Allah (c.c) ne alırsa ona karşılık ihsanda bulunur. Veli, bu sebeple Allah’a itiraz etmez.
Bağını mı yaktı sana bir bağ dolusu üzüm ihsan eder, yas içinde neşe’e verir.
Ortada ateş olmadığı halde bana hararet verdikten, beni ısıttıktan sonra ateşimi söndürse de razıyım.
Mademki mumsuz da aydınlık vermekte,